Saturday, April 19, 2008

Hamle yapılır. Sıra karşıda. Biraz beklersin. Biraz daha. Biraz daha. Bu arada kafandan birçok düşünce geçer. Bu hamleye şöyle karşılık veririm, öyle oynarsa bunu yaparım. Satranç sadece tahtada oynanıyor ama hayat satranç tahtasından çok daha fazla boyutlu. Elinde 16 taştan çok daha fazlası var. Karşında da öyle. Hamle olanağı sonsuz. Çoğu zaman satranç oyununun farkında bile değildir karşınızdaki oyuncu. Bu durumda hamle süresi uzayabilir. Bir sabah kalkarsın, bakarsın ki hamle gelmiştir. O anda o ana kadar düşündüğün tüm karşı hamleler sıfırlanır. Hiçbirisi geçerli durumda değildir. Eğer gelen hamle düşündüğünden daha zayıfsa pis bir sırıtış belirir suratında. Sonra kafanın içinde şimşekler çakmaya başlar yeni hamlelerinle ilgili. Her saniye elindeki sonsuz taşla ilgili fikirler ortaya çıkar. Ama bir anda en parlağı çakıverir ve kahkahayı patlatırsın. Çünkü o tek hamle oynadığın birden fazla oyun için geçerli olabilecektir. Küçük ayrıntıları en kısa sürede işleyip hamleyi yapmaya gelir sıra.

No comments: